2025'te Türkiye'de Kuraklıkla Mücadele ve Su Tasarruflu Sulama Yöntemleri
İklim değişikliğinin etkileriyle kuraklık tehlikesi Türkiye genelinde her geçen yıl artıyor. Özellikle tarım sektöründe su sıkıntısı, çiftçilerin üretimini tehdit eden kritik bir sorun haline gelmiştir. Türkiye, su zengini bir ülke olmayıp kişi başına yılda yaklaşık 1313 metreküp kullanılabilir su ile su stresi altındaki ülkeler arasında kabul edilmektedir. Bu nedenle, çiftçiler için su tasarrufu ve verimli sulama yöntemleri kullanımı hayati önem taşımaktadır. 2025 yılı itibarıyla kuraklıkla mücadele kapsamında, Türkiye'deki güncel durum, resmi su yönetimi politikaları ve en etkili su tasarruflu sulama yöntemleri ile çiftçilere pratik önerileri bu makalede ele alıyoruz.
Türkiye’de 2025 Kuraklık Durumu ve Su Stresi
Türkiye, coğrafi konumu gereği Akdeniz iklim kuşağında iklim değişikliğinin etkilerini yoğun hissediyor. Son yıllarda yağış rejimindeki düzensizlik ve sıcaklık artışları belirgin hale gelmiştir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 2025 yılı Ocak ayı, son 24 yılın en kurak Ocak ayı olarak kaydedildir. Mevsim normallerinin altında seyreden yağışlar ve rekor sıcaklıklar, pek çok bölgede baraj seviyelerinin düşmesine ve toprağın yeterince su tutamamasına yol açtı. Uzmanlar, özellikle kar yağışının az olmasının yeraltı ve yerüstü su rezervlerini dolduramadığını, bunun da tarımsal üretimde ciddi riskler oluşturduğunu vurguluyor.
2025 yılının başındaki kuraklık analiz haritaları, Türkiye’nin büyük bir bölümünün “şiddetli kuraklık” riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Meteoroloji raporlarına göre yağışlar önceki yıllara kıyasla belirgin şekilde azalırken sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, meteorolojik kuraklık olaylarını artırmıştır. Özellikle Akdeniz, Ege, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 2025 yılında ciddi kuraklık riskleri beklenmektedir. Bu durum, tarımsal üretimin yoğun olduğu bu bölgelerde çiftçilerin su yönetimine her zamankinden daha fazla dikkat etmeleri gerektiği anlamına geliyor. Zira halihazırda Türkiye’de mevcut tatlı su tüketiminin yaklaşık %77’si tarım sektöründe kullanılmaktadır. Kuraklık koşullarında sınırlı su kaynaklarının büyük kısmını tarımın tüketiyor olması, suyun verimli kullanımını hem çiftçiler hem de ülke ekonomisi için kritik hale getirmektedir.
Türkiye’nin Su Yönetimi Politikaları ve Kuraklıkla Mücadele
Artan kuraklık tehlikesi karşısında Türkiye, resmi su yönetimi politikaları kapsamında çeşitli stratejiler geliştirmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı 2023 yılında Ulusal Su Verimliliği Seferberliği başlatarak su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı için eylem planları oluşturmuştur. Bu kapsamda hazırlanan “Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı”, iklim değişikliğine uyum çerçevesinde suyun etkin kullanımına yönelik yol haritasını ortaya koymaktadır. Yetkililer, iklim değişikliği ve hızlı nüfus artışı gibi etkenler nedeniyle önümüzdeki 100 yıl içinde Türkiye’de su kaynaklarının %25 oranında azalabileceğini öngörüyor. Gerekli önlemler alınmazsa 2030’dan itibaren Türkiye’nin su sıkıntısı çeken ülkeler arasına girmesi bekleniyor.
Türkiye’nin su yönetimi politikalarında tarımda su tasarrufu birinci önceliktir. Bakanlık, basınçlı sulama sistemleri (kapalı borulu şebekeler) ile su kayıplarını en aza indirmeyi hedeflemektedir. Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından işletmeye alınan yeni sulama tesislerinde açık kanal yerine kapalı ve borulu sistemlerin tercih edilmesi sayesinde yağmurlama ve damla sulama yöntemleriyle %60’ın üzerinde su tasarrufu sağlanabildiği belirtilmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de sulamada verimliliğin artırılması için sulama randımanının mevcut ortalama %50 seviyesinden %75 seviyesine çıkarılması planlanmaktadır. Bu iyileştirmeyle, tarımda kullanılan su miktarının önemli ölçüde azaltılması ve aynı üretimin daha az suyla gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
Resmi politikalar ayrıca alternatif su kaynaklarının kullanımı ve talep yönetimi üzerine odaklanmaktadır. Yağmur suyu hasadı (yağmur sularının depolanarak tarımda kullanımı), gri su (evsel atık suların arıtılarak yeniden kullanımı) ve arıtılmış atık suların sulamada değerlendirilmesi gibi yöntemler teşvik edilmektedir. Su kayıplarının azaltılması (örneğin, şehir şebekelerinde su sızıntılarının %32’den %10 seviyelerine indirilmesi) ve tarımda modern tekniklerin yaygınlaştırılması için yasal düzenlemeler ve destek programları gündemdedir. Örneğin, 1. Su Şurası sonuçlarında ulusal ölçekte su verimliliği konusunda acil önlemler alınması gerektiği vurgulanmış ve bu doğrultuda geniş katılımlı eğitim ve farkındalık kampanyaları başlatılmıştır. Ayrıca uluslararası iş birliğiyle yürütülen projeler kapsamında, eski sulama altyapılarının rehabilitasyonu ve modernizasyonu da yapılmaktadır. Bu kapsamda Dünya Bankası destekli sulama modernizasyon projeleriyle yeraltına borulu sistemlerin döşenmesi ve bu sayede yeraltı sularının korunması hedeflenmektedir. Özetle, kamunun su yönetimi politikaları kuraklıkla mücadele için hem arz yönlü (yeni kaynaklar, altyapı) hem de talep yönlü (verimlilik, tasarruf) önlemleri içermektedir.
Tarımda Su Tasarrufu Sağlayan Sulama Yöntemleri
Kuraklık şartlarında tarımsal üretimi sürdürebilmenin anahtarı, su tasarruflu sulama yöntemlerinin kullanılmasıdır. Geleneksel vahşi sulama (salma sulama) yöntemleriyle suyun büyük bölümü buharlaşma ve sızma ile kaybedilirken, modern sulama teknikleri suyu bitkinin ihtiyacına uygun miktar ve zamanda vererek israfı en aza indirir. Aşağıda Türkiye’de çiftçiler için en etkili sulama yöntemleri açıklanmaktadır:
Damla Sulama (Damlama Sulama) Yöntemi
Damla sulama, suyun bitki köklerine yavaş ve kontrollü bir şekilde, damlalar halinde verilmesini sağlayan bir yöntemdir. Bu sistemde su, borular ve damlatıcılar aracılığıyla doğrudan her bitkinin kök bölgesine ulaştırılır. Böylece geleneksel salma sulamaya göre çok daha az suyla aynı verim alınabilir. Uzmanlara göre damla sulama sistemi, “vahşi sulama”ya kıyasla yaklaşık yarı yarıya su tasarrufu sağlamaktadır. Örneğin, birim alanda bir ürün için salma sulamada 100 litre su kullanılıyorsa damla sulamada bu miktar 50 litreye kadar düşebilmektedir. Özellikle toprak altı damla sulama teknikleriyle bu tasarruf oranı daha da artmaktadır; borular toprağın altına gömülerek su doğrudan köklere verildiğinde, buharlaşma kayıpları neredeyse tamamen önlenir ve %50’nin üzerinde ek su tasarrufu sağlanır.
Damla sulama yöntemi sadece su tasarrufu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bitkilerin daha sağlıklı büyümesine yardımcı olur. Su doğrudan köke verildiği için toprağın her yanı ıslatılmaz ve yabancı ot gelişimi azalır. Ayrıca gübre de sulama suyuna karıştırılarak (fertigasyon) bitkiye verilebildiği için gübre kullanımı etkinleşir ve ürün veriminde artış görülebilir. Türkiye’de son yıllarda damla sulama özellikle meyve bahçeleri, sebze tarlaları ve bağlar gibi yüksek değerli tarımsal üretim alanlarında yaygınlaşmaktadır. Devlet destekleri ve hibe programlarıyla birçok çiftçi damla sulama sistemine geçmeye teşvik edilmektedir. Damla sulamaya geçiş yapan bölgelerde, hem su tüketiminin azalması hem de verim artışı sayesinde çiftçilerin gelirinde iyileşme gözlemlenmektedir. Özetle, kuraklıkla mücadelede damla sulama çiftçiler için en kritik yöntemlerden biridir ve su tasarrufu açısından altın standart olarak kabul edilir.
Yağmurlama Sulama (Sprinkler) Yöntemi
Yağmurlama sulama, suyun borular ve sprinkler başlıkları aracılığıyla yağmur damlaları şeklinde bitkilere ulaştırıldığı bir yöntemdir. Bu yöntemde su, tıpkı doğal yağmur gibi bitki üzerine serpilir ve toprağa infiltrasyon yoluyla nüfuz eder. Yağmurlama sistemi, özellikle geniş alanlı tahıl tarlaları, çayır-meralar ve sulama gerektiren yem bitkileri için uygundur. Geleneksel vahşi sulamaya göre yağmurlama yöntemiyle önemli oranda su tasarrufu yapılabilir. Hesaplamalara göre klasik salma sulamada 1 hektar alanı sulamak için saniyede ortalama 4 litre su gerekirken, yağmurlama sulamada sadece 1.2 litre su yeterli olabilmektedir. Bu da yaklaşık %70’e varan su tasarrufu anlamına gelmektedir. Benzer şekilde, kapalı sistem borulu şebekelerle yapılan yağmurlama sulama, eski açık kanal sistemlere kıyasla iletim kayıplarını en aza indirerek toplam su verimliliğini arttırır.
Yağmurlama sulama düzeninin bir avantajı da arazinin topoğrafyasına diğer yöntemlere göre daha az duyarlı olmasıdır; eğimli arazilerde veya düzensiz şekilli tarlalarda dahi homojen bir sulama sağlanabilir. Ancak rüzgarlı havalarda su dağılımının bozulmaması için dikkatli olunması ve mümkünse rüzgarsız zamanlarda sulama yapılması önerilir. Yağmurlama sistemleri mobil veya sabit olabilecek şekilde tasarlanabilir; örneğin taşımalı yağmurlama sistemleriyle farklı tarlalar sırayla sulanabilirken, sabit merkez pivot sistemler özellikle büyük tarlalarda dairesel sulama yaparak iş gücünü azaltır. Sonuç olarak yağmurlama yöntemi, su tasarrufu ve iş gücü kolaylığı açısından tarımda verimliliği artıran önemli bir teknolojidir.
Akıllı Sulama Sistemleri ve Teknolojileri
Günümüzde dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte akıllı sulama sistemleri de tarımda yaygınlaşmaya başlamıştır. Akıllı sulama, toprağın nem durumunu, hava koşullarını ve bitkinin ihtiyaçlarını sensörler ve otomasyon yardımıyla izleyerek, sulama işlemini en optimize şekilde gerçekleştiren sistemleri ifade eder. Bu sistemlerde toprak nem sensörleri, hava durumu istasyonları veya bitki sensörleri kullanılarak gerçek zamanlı veriler toplanır. Ardından, bu veriler ışığında sulama zamanları ve miktarları otomatik olarak ayarlanır. Örneğin, toprak nem düzeyi belirli bir eşiğin altına düştüğünde sistem kendiliğinden sulamayı başlatabilir veya yağmur beklendiğinde sulamayı erteleyebilir. Bu sayede gereksiz sulamaların önüne geçilerek %20-30’a varan su tasarrufu elde edilebilmektedir (bu oran, arazi ve koşullara bağlı olarak daha da yüksek olabilir).
Akıllı sulama sistemleri, genellikle damla ya da yağmurlama sulama teknikleriyle entegre çalışır. Çiftçiler cep telefonu uygulamaları veya bilgisayarlar aracılığıyla tarlalarını uzaktan izleyebilir, vanaları açıp kapatabilir ve su kullanımını anlık olarak takip edebilirler. Özellikle büyük ölçekli işletmelerde veya birden fazla araziyi yöneten çiftçilerde bu sistemler hem su hem de enerji tasarrufu sağlayarak verimliliği artırır. İklim değişikliği ile yağış rejimleri öngörülemez hale gelirken, akıllı sistemler sayesinde her damla suyun boşa gitmesi engellenir ve bitkinin tam ihtiyaç duyduğu kadar su verilerek strese girmesi önlenir. Türkiye’de de bazı bölgelerde pilot projeler şeklinde akıllı sulama uygulamaları hayata geçirilmiştir. Örneğin, Konya Ovası’nda yürütülen projelerde toprak nem sensörleriyle sulama aralıklarının optimize edilmesi, elektrik faturalarında ve su tüketiminde önemli tasarruflar sağlamıştır. Gelecekte, akıllı tarım teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte “çiftçiler için su yönetimi” daha bilimsel verilere dayalı ve verimli hale gelecektir.
Diğer Su Tasarrufu Yöntemleri (Yağmur Hasadı, Yeniden Kullanım)
Sulama tekniklerinin dışında da çiftçiler için su tasarrufu sağlayabilecek yöntemler bulunmaktadır. Bunlardan biri yağmur suyu hasadı uygulamalarıdır. Tarla kenarlarında veya çiftlik arazilerinde oluşturulacak küçük göletler, sarnıçlar ya da su toplama havuzları sayesinde yağmur mevsiminde düşen yağış suları depolanabilir. Depolanan bu sular, kurak yaz aylarında bahçelerin veya tarlaların sulanmasında takviye olarak kullanılabilir. Özellikle Güneydoğu ve İç Anadolu’da kış ve ilkbahar yağmurlarını biriktirip yazın kullanmak, dışarıdan su çekme ihtiyacını azaltarak kurak dönemlerde can suyu sağlar.
Bir diğer yöntem ise gri suyun ve arıtılmış atık suların kullanımıdır. Evsel veya endüstriyel atık sulardan arıtılmış olanlar, uygun kaliteye getirildiğinde tarımsal sulamada kullanılabilir. Türkiye’de bazı belediyeler park-bahçe sulamalarında arıtılmış su kullanmaya başlamıştır; benzer şekilde tarım alanlarına yakın arıtma tesislerinden çıkan sular, sulama şebekelerine entegre edilebilir. Bu, hem temiz su kaynaklarının korunmasına yardım eder hem de atık suyun değerlendirilmesiyle çevresel fayda sağlar.
Ayrıca malçlama (malç örtüsü kullanımı) da pratik bir su koruma yöntemidir. Toprağın yüzeyini organik malç (saman, yaprak, çim kırpıntısı vb.) veya plastik malç ile örtmek, buharlaşma kayıplarını azaltır ve toprağın nemini daha uzun süre muhafaza eder. Özellikle sebze tarımında malç kullanımı, daha seyrek sulamayla bitkilerin gelişimini mümkün kılmaktadır. Dönüşümlü sulama teknikleri (örneğin, belirli sulama aralıklarını biraz açarak veya her sulamada tüm alan yerine bölge bölge sulayarak) da su tasarrufuna katkı sağlayabilir. Bu tekniklerde bitkiye zarar vermeden, suyu en kritik büyüme dönemlerine yoğunlaştırıp diğer dönemlerde kısmi kısıtlama uygulanır (kısıtlı sulama yöntemi). Son olarak, arazi tesviyesi ve kanal bakımı da önemli bir faktördür: düzgün tesviye edilmiş tarlalarda su eşit dağılır ve su birikimi/akıntı nedeniyle oluşan israf önlenir; iyi bakımlı kanallar ve hendekler ise suyun çatlaklardan veya sızıntılardan boşa gitmesinin önüne geçer.
Çiftçiler İçin Pratik Su Yönetimi Önerileri
Kuraklıkla mücadelede başarılı olmak için çiftçilerin kendi arazilerinde alabilecekleri çeşitli su yönetimi ve su verimliliği önlemleri vardır. İşte çiftçiler için su tasarrufu sağlayacak ve iklim değişikliğine uyum sağlamalarına yardımcı olacak bazı pratik ipuçları:
- Modern Sulama Sistemlerine Geçiş Yapın: Mümkün olan yerlerde damla sulama veya yağmurlama sulama gibi su tasarruflu yöntemlere geçin. Bu sistemler, suyu daha verimli kullanarak kuraklık dönemlerinde dahi bitkilerinizi yeterli suyla buluşturur. Örneğin damla sulama, geleneksel yöntemlere göre %50'ye varan su tasarrufu sağlar. Devletin sunduğu hibe ve destek programlarını takip ederek modern sulama ekipmanlarına yatırım yapın.
- Sulama Zamanlamasını İyi Planlayın: Sulamaları, buharlaşmanın en az olduğu sabah erken saatlerde veya akşam geç saatlerde yapın. Özellikle yazın öğle sıcağında yapılan sulamalarda suyun büyük kısmı buharlaşabilir. Rüzgarlı hava koşullarında yağmurlama yapmaktan kaçının, çünkü rüzgar suyun hedefe ulaşmasını engelleyip israfa yol açar. Ayrıca, yağmur beklentisi varsa sulamayı erteleyerek doğal yağıştan maksimum fayda sağlayın.
- Toprak Nemini İzleyin: Tarlanıza basit bir toprak nem ölçer (higrometre) veya daha gelişmiş nem sensörleri yerleştirerek toprağın suya gerçekten ihtiyacı olup olmadığını tespit edin. Toprak yeterince nemliyken sulama yapmak hem su israfıdır hem de bitkinin kök oksijenini azaltarak zarar verebilir. Akıllı sulama sistemleri kullanarak veya basitçe bir kürekle toprağın birkaç yerinden örnek alıp elle kontrol ederek nem durumunu gözlemleyin.
- Yağmur Suyunu Biriktirin: Arazinizde veya sera çatılarınızda yağan yağmur suyunu depolamak için varil, depo veya küçük göletler kullanın. Topladığınız bu suları kuru dönemlerde bahçe ve tarlalarınızı sulamak için değerlendirebilirsiniz. Bu sayede hem su faturalarınızı düşürmüş olursunuz hem de su tasarrufu yaparak yeraltı su kaynaklarına daha az yüklenirsiniz.
- Kuraklığa Dayanıklı Bitki Türleri Seçin: Bulunduğunuz bölgenin su koşullarına uygun, daha az su isteyen veya kuraklığa dayanıklı tohum ve fidanları tercih edin. Örneğin, bazı buğday, arpa çeşitleri veya yerli meyve ağacı anaçları kurak koşullara daha toleranslıdır. Ayrıca ekim nöbeti (rotasyon) uygulayarak toprağın dinlenmesini ve su tutma kapasitesinin artmasını sağlayabilirsiniz. Su kıtlığı olan dönemlerde ikinci üründen kaçınmak ya da alternatif ürün desenine yönelmek de düşünülebilir.
- Toprak Örtüsü ve Malçlama Kullanın: Bitkilerinizin diplerine saman, yaprak, talaş gibi organik malç sererek toprağın nemini koruyun. Malç, güneş ışınlarının toprağı direkt kurutmasını engeller ve buharlaşmayı azaltır. Bu yöntem, özellikle fideler ve sebzeler için sulama sıklığını azaltarak su tasarrufu sağlar.
- Sulama Sistemlerinin Bakımını Yapın: Damla sulama kullanıyorsanız damlatıcıların tıkanmadığından emin olun; yağmurlama sistemindeyseniz fıskiyelerin düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol edin. Kaçak yapan borular, sızdıran bağlantılar su kaybına yol açar. Periyodik bakım ve onarım ile sulama sistemlerinizin su verimliliği en üst düzeyde kalmasını sağlayın.
- Yetkililerle ve Uzmanlarla İletişimde Kalın: Tarım İl/İlçe Müdürlükleri, DSİ ve üniversitelerin ziraat fakülteleri tarafından düzenlenen eğitim programları ve seminerlere katılın. Bu etkinliklerde en yeni su yönetimi tekniklerini öğrenebilir, devlet destekleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Ayrıca, meteoroloji ve kuraklık uyarılarını yakından takip ederek (örneğin Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kuraklık bültenleri) sulama planınızı güncel duruma göre ayarlayın.
Bu ipuçları sayesinde, Türkiye genelinde faaliyet gösteren çiftçiler hem suyu daha verimli kullanarak su tasarrufu sağlayabilir hem de kuraklık ve iklim değişikliğinin tarımsal üretime etkilerini en aza indirebilir. Unutulmamalıdır ki su, geleceğimiz için en değerli kaynaktır ve çiftçiler için su yönetimi konusunda atılacak her adım, sürdürülebilir bir tarım sektörü ve gıda güvenliği için yatırımdır. Kuraklıkla mücadelede başarı, ancak her damla suya sahip çıkmamızla mümkün olacaktır.

Sizce ülkemizde kuralık ne durumda? Bunun için yeterince bilinçli miyiz?
Son düzenleme: